Alım-satım zamanlaması, hangi hisse senedinin alınıp satıldığından daha önemlidir (When to buy and sell is more important than what to buy and sell).
Önemli olan hisse senedine ödediğiniz para değil, satın aldığınız andır (It is not the price you pay for a stock, but the time you buy it that counts).
Hisse senedi alırken doğru karar vermek, satışta karşılaşılan sorunların yarısını çözer (Buying right solves half of your selling problems).
Her zaman piyasa içinde bulunmaya gerek yoktur. Elinizde hisse senedi tutmadığınız anlar da olabilir (There is no need to be always in the market).
Sık sık hisse senedi değiştirmekten kaçının (Avoid too-frequent switching).
Gün içinde, aynı hisse senedinde alım ve satım yaparak kâr etme yöntemini uygulamayın (Do not day trade).
Sahip olduğunuz hisse senedini hiçbir zaman kutsal bir varlık gibi görmeyin (Never put a halo around a stock).
Şirketler çağın şatlarına uymak zorundadır. Ortağı olduğunuz şirkete körü körüne bağlanmayınız (Don't marry your stocks).
Sahip olduğunuz hisse senedini piyasada oluşan en yüksek fiyattan satabileceğiniz konusunda kendinizi şartlandırmayın (Don't try to get the last eighth).
Piyasa değeri, alış fiyatının üzerine çıktığında hisse senedini satan kimse zarar etmez. Kağıt üzerinde gözüken kâr yerine, kasanıza aktarılan kârı tercih etmelisiniz (No one ever went broke taking profits).
Kasadaki bir birimlik kârı, kağıt üzerindeki iki birimliğe tercih ediniz (In the stock market, one good profit in hand is worth two one paper).
Hisse senedi piyasasında kazanmanın sırrı, yanlış bir karar verildiğinde en az zarar edebilmektir (The whole secret to winning in the stock market is to lose the least amount possible when you're not right).
Hisse senetleri, sürekli yükselen piyasanın doruğunda "çekici"; düşen piyasanın dip noktasında ise "çok kötü" olarak algılanır (Stocks look best at the top of a bull market and worst at the bottom of the bear market).
Sahip olduğunuz bir hisse senedi, yeniden satın almayacağınız bir fiyata eriştiğinde satışa geçin (If you would not buy a stock, sell it).
Kendinizden emin değilseniz hiçbir şey yapmayın (When in doubt, do nothing).
Piyasada oluşan fiyatlar sürekli dalgalanacaktır (The market will continue to fluctuate).
Parasal ihtiyacınızı karşılamak için kesinlikle spekülasyon yapmayın (Never speculate for a specific need).
Elde ettiğiniz kârın yarısını kasanıza aktarın (Put half your profits in a safety deposit box).
Piyasanın düşüş zamanı geldiğinde uyarı amacıyla zil çalınmaz (They don't ring a bell at the top of the market).
İlgilendiğiniz hisse senedi sizi tanımaz; ne umduğunuzu, ne istediğinizi önemsemez (The stock does not know who you are, and it doesn't care what you hope or want).
İyi hisse senedi yoktur. Tüm hisse senetleri kötüdür, fiyatları artmadığı sürece (There are no good stock. They are all bad ...unless they go up).
Borsada iki duygu yoğunca yaşanır; umut ve korku. Ne ilginçtir ki, korkmamız gerekirken umut ederiz; umut etmemiz gerekirken de korkarız. (There are two emotions in the market - hope and fear. The only problem is we hope when we should fear and we fear when we should hope.).
Hisse senetleri, "gerçek değerleri" olduğu için satın alınmaz. Asıl neden, hisse senetlerine sizden daha fazla para ödemeye hazır olan ve sizden daha çılgın birinin piyasada bulunmasıdır. (You don't buy a stock because it has real value. You buy it because you feel there is always greater fool down the street ready to pay more than you paid.)